Bu makale’ye soru sorarak yada bilgi içeren paylaşımlarla başlamayacağım. Bu bölüm sizinle dertleştiğimiz doğru ve yanlış bildiğimiz konuları tartıştığımız bir başlık olsun istiyorum. Hadi başlayalım…
Ben Ömer zeytin ile tanışmam çocukluğumun tatil günlerinde sabah serininin horozun süsleyen sesi eşliğinde ulu bir ağacın altında yaptığımız muhteşem bir kahvaltı ile başladı. Köy; havası,suyu sağlıklı yaşamın kaynağı huzurun anlamı tüm güzellikleri barındıran bir cennet babannemin hasreti çocukluğumun vuslatı saf duygularımın hayal rüzgarlarıyla özgürce uçtuğu zaman
Çocukluğumun o masum yıllarında köye gidilcek haberi geldimi kulağıma günler geçmez zaman akmaz olurdu heyecan ve mutluluktan zaman gelip çattımı köye bir girişim olurdu,topuklarımı vura vura bir koşturuşum olurdu tutabilene aşk olsun.
Zeytin ağacı ile tanışışım çocukluğumun cenneti köy’de babannemin bahçesindeki o ulu zeytin ağacıydı.
Yıllar geçti çocukluk geride kaldı önce gençlik sonra yetişkinlik derken. Çocukluğumuzun huzuru olan köy havasının yerini artık bilgisayarlar,telefonlar, teknolojininin binbir yüzü aldı. ve en önemlisi geçim kaygısı,para aldı sanki bir saniye sonramızın garantisi var gibi.
Köy aynı yerinde o ulu zeytin ağacı o bahçede şahlanmakta aynı toprakta artık o hava bana tezek kokusundan, köy hayatı ise can sıkıntısı,imkansızlıktan ibaret.
Ben Ömer; bu firmanın Editör ve Sosyal Medya Sorumlusuyum. Hayatım eğitim telaşı,kariyer mücadelesi ile geçti. Ne öğrendin bu hayattan diye sorarsanız bana;
Çocukluğumun özgür hayaliyle sadece yaşamak gerektiğini öğrendim derim. Her şeyi anlıyarak keşfederek yaşamak. Sadece yaşamak kader çizgisinde müdahale etmeden,telaşa,kaygıya düşmeden sadece yaşamak.
1993 yılından beri sadece sevdiğimiz şeyi yapıyoruz. Kalitemizi ve çizgimizi hiçbir şekilde değiştirmeden sadece en iyiye ulaşmayı hedefleyerek sektörde yerimizi en önde almaktayız.